- Bazı şarkılarınızı dinlediğimizde "kahramanlık türküleri" dinlemiş gibi oluyoruz. Bazı şarkılarınız çok duygusal, içimizdeki romantizmi besliyor. Bazıları çok çocukça. Adamına göre şarkı yapıyor olmalısınız. Toplumun bütün kesimlerine ayrı ayrı seslenen şarkılarınız var. Hepsi de hoş şeyler. Sıkıntılı,yüzü ne yazık ki pek gülmeyen halkımız Barış Manço'yu dinleyince tebessüm ediyor. Sanatınızla Türkiye'nin çehresini değiştiriyorsunuz.

B.M. : Ama sanatın böyle bir işlevi olduğuna da inanmıyorum açıkçası. Ayrıca sanatçı olduğumu da iddia etmiyorum. Ben. öldükten sonra torunlarım ansiklopedilerde Barış Manço'yu "sanatçı" diye okurlarsa, galiba sanatçı olduğum da tescil edilmiş olacak. Geleceğe ne bıraktığınız önemli. Yoksa insan yaşarken kendi kendine "Ben sanatçıyım" dememeli. Ürettiğim birşeyler var, bunları sunuyorum ve beğenen varsa alıyor. ürün pazarlıyorum sonuçta.

- Yaptığınız o güzel sanatçı tanımından sonra, birden işinizi çok ticarileştirmiş bir görüntü verdiniz sanki.

B.M. : Ama böyle. Dediğim gibi, ürün pazarlıyorum. Bu ürünler giderek bir anlam taşıyorsa, giderek sanat eserine dönüşebilirler. Buna ben karar veremem. Ama ürettiğim şey iyi gitsin diye çıkarıyorum piyasaya. "Dağlar dağlar" adlı şarkım 25 sene sonra hatırlanıyorsa, 25 sene boyunca bir kuşağı sırtınızda taşıdınız demektir ve bu da anlamlıdır. Eserler kendi kendine sanat haline gelebilir, yaptığınız işin sanat olup olmadığına tarih karar verebilir ancak. Ben yaşarken kendime "sanatçı" dememeye özen gösteriyorum.

( 27.05.1995  / M. Ali Eren - Yalçın Çetinkaya )    

0 yorum:

esnaf